İnsanlık değerlerinin en üst, en temel, en baş ve en olmazsa olmaz değeri
ahlaki değerlerdir. Ahlaki değerlerin olmadığı bir insanlık yapısı
düşünülemeyeceği gibi, insanlık yapısı oluşmadan insandan söz edilemez. Ahlak,
insanın insanlıkta var olması kanunudur.
Onun
için Son Peygamber, “Ben yüce ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyurmuştur.
Demek ki bütün resuller, nebiler, öncü ve olgun insanlar “mekarimî ahlak”
yolunun rehberleridir.
Türkler, ahlak ve insan kavramlarının ayrılmazlığını 7000 yıl önce, inanç ve
bilinçlerinin yansıması olarak kayalara kazmışlardır: IYI Y IIY (Öntürk yazısı,
sağdan sola okunur: EL ESİS EL ESİLİS)
Yani:
Halkı düşüneni halk düşünür.
Türkler tarihin hiçbir döneminde puta tapmadıkları için Tanrı’ya bağlılıklarını
ahlaki davranışlarıyla gösterdiler. Ahlaki değerlerden beslenen insanlık
anlayışlarıyla kendi yönetimlerini ve başka kavimlerle ilişkilerini
sürdürülebilir kalitede bütün dünyaya yaydılar.
Zulümle ve zulmün sürüleştirdiği azgınlarla mücadelelerinde hep etik ilkeleri,
en önemli dayanak noktası olarak gördüler.
Ocaklar, obalar, köyler yedi iklimde yaşatılmış kentler ve başkentler ahlaklı
bir toplumun parıltılarını yeni çağlara taşıdı.
50
yıl öncesine kadar bizim kültürümüzün kendi kendine yeterli, yerleşim birimi
köylerimizdi. Türk kültürü adına tarihin kaydettiği ne varsa, bir canlı
değerler müzesi gibi köylerimizde yaşıyordu.
Bugün
de aynı çok yıkıcı küresel saldırılara karşı köylerimiz koruyucu, geliştirici,
dönüştürücü ve yaşatıcı özelliğini savunmaktadır.
Son
yapılan bozucu siyasi saldırılar, tarihimize ve sosyal yapımıza aykırı
düzenlemeler bu gücü ortadan kaldıramayacaktır.
Köylerimiz kendi kimliklerini, muhtarlıklarını, meydanlarını, meralarını,
derelerini, çiçeklerini ve türkülerini koruyacaklardır.
Atalarından miras kalan değerlere saldırılar karşısında,
köylerimiz direneceklerdir. Bu Türkiye özelinde bir insanlık sorunudur ve etik
değerler uğruna üstlenmemiz gereken bir görevdir.
İnsanlıkta yaşamak için insanlığı savunmak bilinci, bizim ahlak ölçümüzdür.
Türklerde bunun en kadim sahnesi, obasından odasına, yaylasından türküsüne,
ağıtından şenliğine köydür.
Köylerimiz yeniden ebediyen yaşama şartlarına kavuşacaktır.
EL
ESİS EL ESİLİS EKİZİS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder